Salgın Hastalıklar Sırasında Ruh Sağlığı

Salgın Hastalık Sırasında Ruh Sağlığı;

Doğal afetler, kitlesel travmalar gibi salgın hastalıklar da insanlar için kaygı uyandırıcı olabilir. 2019 Koronavirüs hastalığı salgını (COVID-19) da dünyada olduğu gibi ülkemizde de günlük hayatı etkilemeye başlamıştır ve kişilerde kaygı uyandırabilmektedir. Bir hastalık hakkındaki korku ve kaygı zorlayıcı olabilir ve yetişkinlerde ve çocuklarda yoğun duygulara neden olabilir. Bu duyguları tanımak ve olağan olduğunu bilmek belki de atılacak en önemli adımdır. Stresle işlevsel bir şekilde başa çıkmak, kaygıyı azaltmaya yönelik davranışlarda bulunmak bu süreçte hepimize yardımcı olacaktır.

Kişiler zorlu durumlara farklı tepkiler verebilmektedir. Bu tepkiler ne olacağı ne kadar kalıcı olacağı, ne kadar işlevsellikle bozukluğu sebep olacağı veya uzun vadeli bir psikolojik sorun yaratıp yaratmayacağı pek çok faktöre bağlıdır. Kaygı ve stres belirtilerinin hepimizde olabileceğini söylemek mümkün ama riskli yaş grubu sayılan 60 yaş ve üstü bireyler, kronik hastalığı olanlar, yakın zamanda riskli bir ülkeye seyahat etmiş ya da seyahat eden biri ile yakın temasta bulunmuş  kişiler, çocuklar ve ergenler,  sağlık çalışanları ve mevcut psikiyatrik tanıları olan bireyler daha çok etkilenebilir.

Bulaşıcı hastalık salgını sırasındaki tepkiler şunlar olabilir; kendi sağlık durumunuz ve COVID-19’a maruz kalmış olabilecek sevdiklerinizle ilgili korku ve endişe, kronik sağlık sorunlarının kötüleşmesi, mevcut belirtilerinizi COVID-19 belirti ve bulgularına benzetmek ve hastalığı yaşıyor olduğunuzu düşünmek. Sürekli olarak salgın hastalık haberlerini, tıbbı makale ve sosyal medya yazışmalarını takip etmek ya da tam tersi kaçınmak da görülebilecek tepkilerdendir.

Stres belirtilerini tanımak çok önelidir.  Fiziksel olarak; halsizlik, yorgunluk, iştah değişiklikleri, sinirlilik, tahammülsüzlük, baş ağrıları ve genel sağlık sorunlarında şiddetlenme, davranışsal olarak; uyku düzensizlikleri, uyarılmışlık, kötü bir şey olacak hissi, kişisel çatışmalarda artış, sosyal içe çekilme, allkol-madde kullanımında artış,  duygusal tepkiler içinde; hüzün, çaresizlik, alınganlık, hırçınlık, öfkelenme, hissizlik, umutsuzluk, karamsarlık ve suçluluk duyguları, bilişsel tepkiler arasında; dikkat ve konsantrasyon sorunları, unutkanlık, kararsızlık, rüyalar, olağandan abartılı korunma planları, manevi ve dini inançlarda değişimler görülebilmektedir.

Yukarıda söz edilen belirtiler birkaç günden fazla sürüyorsa ve günlük işlevselliğiniz etkilenmişse bir sağlık çalışanına başvurun. COVID-19 hastalığı ile ilgili belirti ve bilgilendirmeleri güvenilir kaynaklardan takip edin ve sağlık bakanlığı önerilerine uyun, gerekirse önce telefon ile yardım alın ve uygun görülürse sağlık kuruluşuna başvurun. Önceden ruh sağlığı sorunları olan kişiler, acil bir durumda tedavilerini aynı şekilde sürdürmeli ve hekimleri ile temasa geçerek acil bir görüşme veya online görüşme planlayarak durumun kontrol altına alınmasını sağlamalıdır.

 

Ruh ve beden sağlığınızı korumak için öneriler;

  • COVID-19’la ilgili medya yayınlarına gereğinden fazla maruz kalmaktan kaçının. Doğru kaynaklardan bilgi edinmeye özen gösterin. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı bilgilerini takip edin ve önerilerini uygulayın.
  • Sağlıklı, dengeli yemekler yemeye çalışın, düzenli egzersiz yapın, bolca uyuyun, alkol ve uyuşturuculardan kaçının. Kendinize iyi bakın.
  • Kendinize zaman ayırın, stres belirtilerini tanıyın ve bunların geçeceğini kendinize hatırlatın. İyi hissetmek için hoşlandığınız bazı etkinlikleri yapmaya çalışın.
  • İnsan ilişkilerinizi sürdürmeye özen gösterin. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi bir arkadaşınız ya da aile üyenizle paylaşın.
  • Sosyal mesafelenme sürecinde yakınlarınız ve sevdikleriniz ile iletişimi sanal olarak sürdürün, telefon ve internet aracılığı ile paylaşımlarınızı devam ettirin.
  • Eğer herhangi bir sebepten dolayı karantina süreci yaşıyorsanız, hastalık belirmese bile stresli hissedebilirsiniz. Yakınlarınızdan uzak kalmak, çalışamamak ya da ailevi görevlerinizi yerine getirememek ile ilgili kaygılarınız ve olumsuz duygularınız olabilir. Sanal iletişiminizi sürdürün, yukarıdaki önerilerinizi uygulayın hekimlerinize danışarak hem kendinizi hem de yakınlarını doğru bilgilendirin.

 

 

Ebeveynler için öneriler;

Tüm çocuklar strese aynı şekilde tepki vermez. Çocuklarda takip edilmesi gereken ve sık görülen değişiklikler arasında ağlama, sinirlilik ve öfke atakları, endişe, üzüntü, uyku ve yeme alışkanlıklarında değişimler, tuvalet alışkanlığında değişimler, önceden hoşlanılan etkinliklerden kaçınma, somatik yakınmalar, anne ve babaya aşırı düşkünlük görülebilir.  Ebeveynler ve bakım verenler çocuklarına en iyi desteği sakin ve güvenli bir şekilde başa çıktıklarında sağlayabilirler. Mevcut durum ile ilgili anlayabilecekleri ölçüde bilgi vermek önemlidir. Okulların kapandığı ve yoğun olarak evde vakit geçirdikleri bu dönemde bunun neden olduğunu anlamak ve geçeceği mesajını vermek onlar için önemli olacaktır.  Telaşlandırmadan bulaşıcı salgın hastalığı anlatmak, onların sorularına cevap vermek, hijyen kurallarını hatırlatmak,  onları elinizden geldiğince koruyacağınızı hissettirmek önerilir.  Evde oldukları bu dönemde rutinlere sadık almak, eğitim ve eğlenceleri için vakit ayırmak, sevdikleri ile iletişimi arttırmak onları bu belirsizliğin içerisinde stabil tutmaya yardımcı olacaktır. Son olarak da mümkün olduğunca sosyal medya ve haberlere maruz kalmalarını sınırlandırmak önemlidir. Gerekli bilgiyi onlara siz verin, sorularını cevaplamak için vakit ayırın.

 

Tüm bu önerilere rağmen kendiniz veya bir yakınınız iyi hissetmiyorsa yardım almayı ihmal etmeyin. evinizde yalnız kalmış olabilirsiniz ama kendinizi yalnız hissetmeyin.